🥇 Kızlığım Bozulmadan Nasıl Ilişkiye Girebilirim
İlişkiye girdiğim 3 kızdan 1’i evlendi, ikisi nişanlandı. Benimki onlara uğurlu geldi. Ne yapmam lazım? CEVAP: Çık sokağa, göğsüne bir nazar boncuğu tak. Elinde gizemli malzemeler
PeygamberinKızlığım bozuldu nasıl evlenicem göğsünün açılıp temizlenmesi konusundan önce, bir önceki makalemde dile getirdiğim İslamda ejderha kavramını ele alalım. ilişkiye girin %90 ın üzerinde ihtimalle kızlık zarı kanaması ortaya çıkar, kan gelir ve kızlık o şekilde bozulur. Yaptığım hatanın sonuçlarına
Emin değilim ama galiba kızlığım daha 12-13 yaşlarındayken bozuldu. Erkek arkadaşımın zorlamasıyla birkaç defa ilişkiye girmiştim ama kan gelmemişti. Hala masturbasyon yapıyorum.
Kızlık zarı bozulmadan gebelik olabilir mi? Cinsel ilişki olmasa da yani penis vajina teması olmasa da kızlık zarı bozulmadan gebelik olabilir. Kadın genital bölgesi ile spermin temas etmesi, spermin hareketli ve doku üzerinde 72 saat canlı kalabilme özelliği nedeniyle gebelik nadiren de olsa gelişebilir.
8 yıl önce. Kızlık Zarı Bozulmadan Kürtaj Yapılabilir Mi? - Fragman. Hastane.com.tr. Takip et. Bazı kızlık zarları ancak normal doğum sonrasında yırtılacaktır. Diğer taraftan kişiler arası önemli yapısal değişiklikler nedeniyle, kızlık zarı aşırı esnek olanlarda veya zar üstünde yapısal olarak çok az sayıda
Bu tür büyüler insan hayatını etki altına alan büyülerdir. Sizin ruhen ve fiziki olarak zarar gördüğünüz bir ilişkiden kopmak en doğal hakkınızdır. Ancak yapılan geri getirme büyüleri sizi bu ilişkiye yeniden sokmaktadır. Bundan kurtulmanın yolu da geri getirme büyüsü nasıl bozulur sorusunun cevabında gizlidir. Bu
birkız ile nasıl cinsel ilişkiye girebilirim ne yapmam lazım? - Cinsellik Sorusu
1Kişi. ÇaydaLiptnKızdaİpDon. Xper 1. +1 yıl. Kizlik zarif hareketlerle bozulmaz. Giriste sert bir sekilde ittirmelisin. 2 kizlik bozmus biri olarak sana tavsiyem kendin yapma guvendigin bir erkege ver. Olmaz diyorsanda caninin yanmamasi icin jineokologa git agrisiz acisiz zari kessin. Emoji Ekle. 1 Kişi. nickibuyuk.
Onlar da bir zamanlar gençti, bu yüzden hobileriniz veya ilgi alanlarınız için biraz zaman ayırmanız gerekiyorsa daha anlayışlı olma eğilimindedirler. Sürekli bunlar için tartışmazlar. İlişkide bunlar zaman ayırmak çok daha kolay olacaktır. 3. Evlilikleri bilgelik ve enerjinin bir bileşimine sahiptir.
9jVTtB. 1Cinsel uyarılma bozukluğu, sürekli ya da tekrarlayıcı biçimde, cinsel uyarılmanın olmaması ya da uyarılmanın cinsel birleşme bitinceye kadar sürdürülememesi durumudur. Bu durum cinsellikle ilgili sıkıntı yaşatır. Cinsel uyarılma, bedenin cinselliğe hazırlanmasıdır. Cinsel isteğin ortaya çıkmasıyla birlikte vücutta çeşitli değişiklikler uyarılma esnasında erotik duygular yoğunlaşır, vajinada cinsel birleşmeye hazırlık olarak kayganlaşma olur. Vajinaya doğru kan akımı artar. Cinsel olarak heyecanlanma sonucunda kalp atışı hızlanır, nefes alıp verme artar, vücutta genel bir sıcaklık hissi oluşur. Göğüslerde gerginlik ve meme uçlarında dikleşme meydana gelir. Yine bu dönemde klitoris şişer, vajina uzar, genişler ve gevşer. Böylece cinsel birleşme için cinsel organ hazır hale gelir. Cinsel uyarılma bozukluğunda bu durumlar oluşmaz. Doğal olarak cinselliğin diğer dönemlerine geçiş olmaz. Cinsellik sona erer ya da hazzın olmadığı, hatta bazen acı veren bir cinsel birleşme ne kadar yaygın olduğu tam olarak bilinmiyor. Ancak yapılan bir araştırmada, evliliğinde mutlu olduğunu söyleyen kadınların bile üçte birinde bu sorunun olduğu görülmüştür. Fazla endişeli olanlarda, suçluluk duygusu yaşayanlarda, cinsellikle ilgili korkuları olanlarda daha fazla görülmektedir. Genelde ülkemizde alelacele, hatta çoğunlukla çak az ya da hiç ön sevişme olmadan cinsellik başlatılıyor. Bu durum bedenin, cinsellik için hazırlanmasını dışında hormonal bozukluklar, bazı psikiyatri ilaçları, tansiyon ilaçları, idrar söktürücüler, alerji ilaçları, astım ilaçları, kolesterol ilaçları cinsel uyarılmayı açısından bu durum nasıl yaşanıyor? Esasen cinsellik bir sıra izler. Öncelikle kadında cinsel istek ortaya çıkar, devamında cinsel uyarılma oluşur. Bunu cinsel hazzın yoğun yaşandığı bir birleşme dönemi sonrasında orgazm ve rahatlama dönemi cinsel uyarılma bozukluğu nedeniyle tedaviye pek başvurmuyorlar. Esasen cinsel sorunlar için kadınların tedaviye başvuramamasının altında birçok neden yatıyor. Toplumumuzda genç kızların cinselliğe ilgi göstermeleri bile yoğun tepki almaktadır. Cinsellikle ilgili konuşmaların ayıp ve günah denilerek engellenmesi de bir sorundur. Birçok kadın yaşamları boyunca hiç mastürbasyon denememiştir. Toplumda mastürbasyon sadece erkeklere ait bir cinsel doyum şekli gibi gösterilmektedir. Kadınlardan beklenen, sadece eşlerinin cinsel isteklerine yanıt vermek olmalı şeklinde bir algı kadınlar eşleriyle cinsel konularda konuşmazlar. Vücutlarının neresinden zevk aldıklarını, cinsellikte nelerden hoşlanmadıklarını, hangi pozisyonun hoşuna gittiğini söylemezler. Bu nedenle hem kadın hem de erkek, bu konuları arkadaş sohbetlerinden öğrendikleri kadarıyla cinselliği yaşarlar. Ayrıca kadınların cinsellikle ilgili eşleriyle konuşmaları, cinsel isteklerini söylemeleri ayıp sayılmaktadır. Hatta cinsel isteği olan kadına kötü gözle kontrol hapının kontrol edemeyeceği şey nedir? Sarı Mikrofon ekibi olarak sokağa "Doğum kontrol hapının kontrol edemeyeceği şey nedir?" diye sorduk. Birbirinden komik cevaplar kadın yeteri kadar uyarılmadığı halde cinsel birleşmeyi reddedemez. Yapılan araştırmalar kadınların önemli bir bölümünün ön sevişme sırasında eşlerine çok az katıldıkları ya da hiç katılmadıkları, cinsel birleşme sırasında ise çoğunlukla hareketsiz kaldıkları gerçeğini göstermiştir. Evlilikte olan çatışmalar, eşler arasında yakınlık sorunları, duygusal olarak yaşanan eksiklikler de bu sorunu ortaya çıkarabilir. Eşini sevmeyen, istemeyen kadınlarda da uyarılma sorunu karşımıza uyarılma sorunun en önemli nedeni ön sevişmenin yeteri kadar olmamasıdır. Uyarılma için ön sevişme çok önemlidir. Ön sevişme süresi uyarılmayı kolaylaştırır. Kısa ön sevişmelerde kadın bedeni, cinsel birleşme için hazırlanamaz. Bazen sadece ön sevişmeyi uzatmak bu sorunu ortadan kaldırmaktadır. Erken boşalma yaşayan erkekler ön sevişmeyi kısa tutmak isterler, aksi halde bu sırada boşalabilirler. Yani erkekteki bu sorunda kadının cinsel olarak uyarılamamasına neden yaşandığı ortam da kadının cinsel olarak uyarılmasını etkileyebilir. Temiz olmayan ortamlar, aşırı ışıklı-aydınlık ortamlar, yatak odasının kapısının anahtarının olmaması, bebeğin ya da çocuğun aynı odada olması gibi nedenler kalma endişesi ve hamilelik durumunda bebeğe zarar gelir korkusu da önemli bir kadınlar cinsellikten, penisten ve meniden tiksinmektedirler, bu da cinsel uyarılmayı engellemektedir. Bu durumun mutlaka tedavi edilmesi tecavüz ya da taciz yaşayan kadınlarda da, cinsel uyarılma bir tarafından aldatılan kadınlar cinsellikle ilgili yoğun sorun kadın cinsel uyarılma bozukluğu sorununu fark etse de eşiyle bu konuyu konuşup çözüm aramak konusunda oldukça belirtilerle ortaya çıkıyor? Belirtileri anlamak, bu konuda bilgi sahibi olmakla mümkündür. Çünkü kadınların bir kısmı bu durumu bir kader olarak algılamaktadırlar. Cinsellikle ilgili öğretilen cinsel birleşmenin ağrılı olacağına dair yanlış bilgi sorunu fark etmeyi çok şu belirtiler görülür - Cinsel isteksizlik- Cinsellikten haz alamama- Cinsellikten kaçınma- Ağrılı cinsel birleşme- Orgazm olamama- Vajinada kuruluk hissi- Meme uçlarında dikleşme olmaması16Başka sorunlarla karıştırılabiliyor mu? Birçok cinsel sorunda benzer belirtiler oluyor. Hemen her cinsel sorunda cinsellikten uzaklaşma olmaktadır. Bu nedenle cinsellikten uzaklaşma mutlaka araştırılması gereken bir konudur. Cinsel uyarılma bozukluğu, cinsel istek bozukluğu ile karışmaktadır. Cinsel istek bozukluğunda genellikle cinselliğe başlamakla ilgili bir sorun vardır. Ancak diğerinde vücudun cinselliğe hazırlanmasında sorun cinsel birleşme ile de karışmaktadır. Ağrılı cinsel birleşme probleminin altında enfeksiyonlar, kist hastalıkları, geçirilmiş ameliyatlar, idrar yolu iltihaplanmaları, menopoz ya da hormonal sorunlar yatmaktadır, Yine karışan bir sorunda vajinusmustur. Vajinusmusta istek ve uyarılmada sorun yoktur. Ancak cinsel birleşme sırasında kadın bacaklarını kasar, geri çekilir ve birleşmeye izni bozukluğu nedir? Bu sorun ile arasında bir ilişki var mı? Önce orgazm nedir onu açıklamak gerekir. Orgazm, Yunanca şehvetli heyecan anlamına gelmektedir. Kadının cinsel uyarının artışı sonrasında vajina, rahim ve kasık bölgesinde hissettiği ritmik kasılmalar ve buna eşlik eden yoğun zihinsel hazdır. Havada asılı kalmak gibi bir duygu, kontrolün kısmen yitirilme duygusu gibi hissedilir. Erkek ve kadın orgazmı arasındaki fark; erkeklerde cinsel birleşme sırasında bir kez yaşanmasına rağmen kadınlarda aynı cinsel birleşme sırasında bir veya birden fazla defa orgazm bozukluğu, cinsel birleşmelerin çoğunda % 75 veya daha fazlasında kadının orgazm olamamasıdır. Bunun yanında, orgazmı düşük haz düzeyinde yaşamak da orgazm bozukluğu olarak nitelendirilebilinir. Bazen erkeklere ait cinsel sorunlar Sertleşme bozukluğu ve erken boşalma gibi kadının orgazm olamamasının en önemli nedenlerindendir. Çünkü orgazm olabilmek için cinsel birleşmenin kesintisiz ve belirli bir sürenin üzerinde devam etmesi cinsel sorunla başvuran kadınların yarısında orgazm bozukluğu sorunu bulunmuştur. Cinsel uyarılma bozukluğunda cinselliğin bir ileri evresi olan orgazm yaşamak olanaksızdır. Bazen kadınlar cinsel uyarılma bozukluğu sorunu olmasına rağmen “orgazm olamıyorum” sorunuyla doktora çok psikolojik mi yoksa fizyolojik nedenler mi bu soruna neden oluyor? Cinsel uyarılma bozukluğunun küçük bir bölümü fizyolojik yani başka bir hastalığa bağlı olabilir. Özellikle hormonal sorunlar yaşayan kadınlarda ve bazı ilaçların etkisiyle cinsel uyarılma bozukluğu oluşabilmektedir. Büyük oranda cinsel uyarılma bozukluğunun nedeni panik bozukluk, endişe bozukluğu, depresyon, takıntı hastalığı gibi birçok ruhsal hastalık bu soruna neden olabilmektedir. Bu hastalıkların tedavi edilmesi bile sorunu ortadan kaldırabilmektedir. Çok endişeli kişiler, özgüven sorunu yaşayanlar, cinsellikle ilgili yanlış bilgileri olanlar, cinsellikle ilgili yoğun korkuları olan, eşiyle çatışması olan kişiler de bu sorunu tedavi ediliyor? Öncelikle bu sorunla başvuran kişiler mutlaka kadın hastalıkları ve doğum hekimine, başka fiziksel bir sorun var mı diye kontrole gönderilirler. Fiziksel sorun yoksa veya tedavi edildikten sonra cinsel terapiyle tedavi edilirler. Cinsel terapi esnasında başka pir psikiyatrik sorun yoksa ilaç kullanmadan cinsel terapistin önerileri ve verdiği ödevler/görevlerle tedavi tedavi sırasında çift mutlaka cinsel yönden bilgilendirilirler. Ortalama 6-12 seansta tedavi edilirler. Cinsel terapi eşle beraber çift olarak yapılır. Tek başına tedavi genelde tercih edilmez, ancak zorunlu hallerde uygulanabilir. Medyada ve internette tek seansta çözüm gibi bazı reklamlar yer almaktadır, bu tedavilerin bilimsel bir geçerliliği yoktur. Bu konuda önemli bir bilgi de eğitimli bir kişi tarafından terapi uyarılma bozukluğunun görüldüğü bir kadın, tedavi sonrası bu sorundan tamamen kurtulabiliyor mu? Cinsel tedavi sonuçları oldukça başarılıdır. Ancak tedavinin sonucunu etkileyen faktörler vardır. Çiftin tedaviye verdiği önem, verilen görevlerin yerine getirilmesi, eşlerin tedavi isteği ve seansların aksatılmaması, tedaviyi olumlu etkilemektedir. Eşini istemeyen çiftlerde tedavi genelde başarısız olur. Tedavinin şartları yerine getirilirse, kadın bu sorundan tamamen açıdan bu sorunun ortaya çıkışında cinsel mitlerin rolü var mı? Geçmiş öğretiler, toplumsal baskılar ve benzeri... Cinsel yaşam, kültürden ve toplumdan etkilenir. Yeni kuşaklar yetişirken toplumun hafızasında olan bilgilerle, kalıp düşüncelerle, yargılarla karşılaşmaktadırlar. Cinsellik alanında da doğru ve yanlışlar bize öğretilir. Cinsellikle ilgili abartılı, yanlışlarla dolu bir sürü bilgiye maruz kalmaktayız. Zaten birçok kişi cinselliği, gençlik döneminde arkadaşlarıyla yaptıkları konuşmalardan öğrenir. Genelde yeterince cinsel deneyimi olmayan gençler birbirlerine yanlış bilgi vermektedirler. Bugün internete, kitaba, dergilere, gazetelere ulaşmanın kolay olması, cinselliğin daha konuşulur bir konu olması, bu yönde önemli ilerlemelere sebep olmuştur. Buna rağmen yanlış bilgiler hala çok bu cinsel mitler Yanlış cinsel bilgiler, şehir efsaneleri, cinsel hurafeler nelerdir? - Cinsellikte başarı önemlidir Cinsellikte hedef başarı değildir. Sonucun her seferinde iki kişinin orgazmıyla sonuçlanması gerekmez. Bunu bir başarı görmek kişide performans endişesi Cinselliği erkek başlatır Cinsellikte ideal olan yarı yarıya kadın ve erkeğin cinselliği başlatmasıdır. Cinselliği kadının başlatması ahlaken olumsuz bir anlam oluşturmaz, aksine eşine olan cinsel ilgisini Yaşlanma cinsel isteği ortadan kaldırır Yaşlılarda da cinsel istek gençlerden farklı değildir. Bazen sıklığı azalsa da cinsellik aynı hazla yaşanır. Yaşlılıkta nedense cinsellik ayıpmış gibi bir kavram oluşmuştur. Bu tamamen Menopoz cinsel isteği ortadan kaldırır Menopozla birlikte doğurganlık sona erer, ancak cinsel istek etkilenmez. Bazen menopozda vajinal kuruluk olabilir. Ancak bu tedavi cinsel isteği azdır Kadınların erkeler kadar cinsel isteği vardır. Aynı oranda cinsellikten haz alırlar. Ancak toplum dayatmaları, yetiştiriliş, verilen yanlış bilgiler nedeniyle kadınlar cinsellikte daha pasif bir konuma erkek her kadına nasıl zevk vereceğini bilir Her insandan dünyada bir tane vardır. Herkesin huyu, alışkanlıkları, vücutlarında zevk aldıkları yerler farklıdır. Genel kurallar cinselliğe içgüdüsel olarak cinsellikte karşı tarafın ne istediğini bilirler Nasıl ki güncel yaşamda karşı tarafın isteklerini öğrenmek için konuşuyoruz, cinsellikte de konuşmak karşı tarafın cinsel isteklerini öğrenmemizi cinsel ilişki kadın için oldukça sıkıntılı ve acı vericidir Çoğunlukla cinsel ilişkiler acı ve sıkıntı vermezler aksine haz alınan durumlardır. Kızlık zarının yırtılması ise en fazla parmağınıza bir toplu iğnenin dokunması kadar acı mastürbasyon kızlık zarını bozabilir Genç kızları cinsellikten uzak tutmak için uydurulmuştur. Mastürbasyon daha çok klitorisi uyararak olur. Bu durum kızlık zarını etkilemez. Aksine kızların mastürbasyon yapması ileriki dönemlerde çift olarak orgazm yaşamasını cinsellik ve orgazm olma erken doğuma veya düşüğe neden olur Kadın Hastalıklar Ve Doğum uzmanın herhangi bir sakınca görmediği durumlarda hamileliğin 30. Haftasına kadar cinsellik rahatlıkla yaşanır. Ancak bu sürede pozisyonlara dikkat etmek gerekebilir. Herhangi bir risk Fotoğraflar iStock, Alamy
Dr. Doktoru Cevabı Özellikle erkeğin çok aceleci ve sert davranması durumunda ufak yapılı kadınlarda zarla birlikte vajina dokusu da yırtılabilir. Bu durum çok aşırı kanamayla seyreden ve büyük olasılıkla dikiş atılarak tedavi edilmesi gereken bir durumdur. Kızlık zarının çok aşırı sert yapısı olması da bu duruma katkıda bulunabilir. Normalde ilk ilişkide oluşan kanama birkaç dakika içinde en geç yarım saatte durur. Eğer kanama çok şiddetli olursa veya uzun süreler geçmesine rağmen durmazsa böyle bir durum söz konusu olabileceğinden doktora başvurmak gerekir. Bazı durumlarda ilk ilişkide kanama olur, yırtık yeri iyileşir, daha sonraki ilişkilerde tekrar kanar. Bu da kızlık zarının aşırı sert veya fazla "damarlı" olmasından kaynaklanır. Kanama miktarı fazla değilse, her ilişkide oluşan kanama kısa süreliyse endişelenecek bir durum yoktur.
1 saat içerisinde çok mutluyken kederli, çok kederliyken birden çok sevinçli oluyorsanız dikkat! Borderline kişilik bozukluğu ya da bir diğer adıyla sınırda kişilik bozukluğu ile karşı karşıya olabilirsiniz... Borderline kişilik bozukluğu olan insanların en temel özellikleri değişkenlikleri ve duygusal kararsızlıklarıdır. Bir tercih yapmakta zorlanma biçiminde değil, duygularının kararlı olmaması anlamındaki kararsızlıktan bahsediyoruz. Bu kişilerin duyguları çabuk değişir dolayısıyla gün içerisinde çok değişken ruh halleri ve davranışlar sergileyebilirler. Çok mutluyken aniden çok kederli ya da tam tersine çok kederliyken birden çok sevinçli olabilirler. Bu değişkenlik nedeniyle insanlar borderline kişilik bozukluğunu bipolar iki uçlu duygudurum bozukluğu ile karıştırabilirler. Ancak iki uçlu duygudurum bozukluğunda değişimler bu kadar hızlı ve dışsal faktörlere bağlı olmaz...İNSAN İLİŞKİLERİNDE DALGALANMALAR SÖZ KONUSUBorderlinelardaki duygusal değişikliğin gün içerisinde olduğunu vurgulayan İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalı Öğretim üyesi Prof. Dr. Doğan Şahin, borderline kişilik bozukluğunun kadınlarda 3 kat daha fazla görüldüğünü ve bu kişilerin insan ilişkilerinin dalgalanma göstermeye çok eğilimli olduğunu söylüyor. Kendi hayatlarını da yakınlarının hayatlarını da zaman zaman adeta işkenceye çeviren bu kişilerin hastalığını Prof. Dr. Şahin ile detaylarıyla konuştuk. İşte borderline ve etkileri...Borderlinelardaki duygu değişikliği dışsal faktörlere bağlıdır. Kendiliğinden ve durduk yere olmaz. Ancak hastalar genellikle duygusal değişime neden olan olayı anımsamaz ya da duygularındaki değişimle, meydana gelmiş olay arasında bağ kurmadıklarından kendilerine nedensiz oluyormuş gibi gelebilir. 'Ne oldu da bu kadar kederliyim ya da ne oldu da bu kadar sevinçliyim' diye çok iyi ayırt edemeyebilirler. Küçük bir ihmal algısı, mesela birisiyle konuşurken karşısındaki kişinin yüzüne bakmaması, bir anda hastanın çok kötü hissetmesine neden olabilir. 'Beni dinlemiyor' diye düşünmesi, tüm keyfini kaçırabilir. Ya da birinin candan bir selam vermesi aniden keyfini getirip mutlu edebilir. Duyguların çabuk değişmesi borderline kişilik örgütlenmesi gösteren kişilerde çok sık görülen bir şey olsa da ne tüm borderlinelar böyledir ne de duyguları çabuk değişen herkes borderlinedır. İNSANLARA ÇOK ÇABUK ISINIRLAR AMA...Nasıl biri olduğunuza, nasıl yaşamak istediğinize dair düşünceleriniz kolay değişiyor mu? Borderline kişilik örgütlenmesi gösteren kişilerin duygularının çabuk değişmesi yanında nasıl bir insan olduklarına dair düşünceleri de çabuk değişir. Mesela diyelim kendisini 'çalışkan, öğrenmeye meraklı, dışa dönük' olarak algılayıp bu şekilde nitelerken; yarım saat sonra aynı konularda tam tersini hissedebilir. Bazen kendilerine çok güvenir, kendilerini zeki ve başarılı biri gibi algılarken, bazen de güvenlerini tamamen yitirebilir ve kendilerini tam bir geri zekalı gibi algılayabilirler. Sadece kendilerinin nasıl biri olduklarına dair düşünceleri değil, başka insanlara karşı algıları da çabuk değişir. İnsanlara çok çabuk ısınırlar, onları yüceltirler ve tanışır tanışmaz çok fazla değer atfedebilirler. Kendileriyle uyumlu birkaç şey yakaladıklarında, sanki ruh ikizini bulmuş gibi hissedip, büyük bir yakınlık duyabilirler ve çok çabuk yakın arkadaş ya da sevgili olabilirler. Ancak aynı şekilde bu kadar değer verip yakın hissettiği kişilerden gene küçük bir memnuniyetsizlikten dolayı tamamen soğuyabilir hatta nefret edebilirler. Bir kaç gün önce çok sevdiğini söylediği birinden çok çabuk nefret edecek hale gelebilirler. "ÖFKEYLE ZARAR VERİCİ DAVRANIŞLAR GÖSTEREBİLİRLER"Borderline kişilik bozukluğu, çok büyük bir problem mi? İstikrarsız davranışlar kişinin kendi ruhsal huzuru açısından çok hoş bir şey değil... İnsan ilişkileri açısından da oldukça dalgalı, fırtınalı bir hayatları oluyor. Aynı şekilde bir mesleği ya da işi sürdürmelerinde zorluk yaşamalarına neden olabilir. Hobileri, alışkanlıkları, arkadaş çevreleri kolay değişir. Öte yandan içsel olarak huzursuzluk, can sıkıntısı ve boşluk duygusu yaşarlar. Ani öfkeye kapılıp kendilerine ve başkalarına zarar verici davranışlar gösterebilirler. Bir bütün olarak baktığınızda hem kişinin kendisi hem de yakınları açısından oldukça zor bir durum ama ciddi, ağır bir hastalık olduğu söylenemez. YERYÜZÜNDEKİ HİÇBİR ŞEY NEDENSİZ OLMAZ... Her şeyin bir sebebi olduğu gibi borderline kişilik bozukluğunun da sebepleri vardır. Borderline kişilik bozukluğu olan insanların genetik olarak biraz daha öfkeli olabilecekleri üzerinde duruluyor. Ama bir insanın doğuştan biraz daha fazla öfkesinin olması, borderline kişilik bozukluğunu zorunlu kılmaz. Çevrenin, özellikle anne ve baba ile ilişkiler kişilik gelişimi üzerinde en çok etkisi olan etkenlerdir. Çocuğun ruhsal gelişimi açısından en belirleyici etken, duygusal olarak dengeli, huzurlu ve mutlu bir anne ile düzenli bir ilişkinin kurulup kurulamamasıdır. Duygusal olarak dengeli olmayan yani bebeğe bir çok iyi bir çok kötü davranan bir anne borderline bir çocuğun yetişmesine neden yandan çocuğa bakan kişilerin sürekli değişmesi ve her birinin çok farklı tutumlar sergilemeleri de bir etken olabilir. Haftanın bir günü anneanne çocuğu çok şımartırken ertesi günü hala disiplinli davranmaya çalışıyor başka gün gittiği teyze ise ilgisiz davranıyor olabilir. Bebek nasıl biri olduğuna dair verileri bütünlüklü bir hale getirmekte zorlanacaktır. Bakıcıların ruhsal dengesizliği ya da sürekli değişmesi dolayısıyla borderline kişilik bozukluğu olan kişi hem kendisinin nasıl birisi olduğuna dair algıyı bütünleştiremiyor hem de karşısındaki insanların nasıl olduğuna dair net bir algı oluşturamıyorlar. Bu konuda ayrılıkların çok önemli bir rolü var. Nesne sabitliğinin olmaması, terkler, ayrılıklar, anne ve baba kayıpları da çocuğun bütünlüklü bir benlik algısı geliştirememiş olmasındaki diğer çok önemli faktörlerdir... İlginç olan şu ki; üç yaşına kadar herkes borderline oluyor. Başlangıçta hepimizin nesnelerle ilgili algısı ya iyi ya da kötü oluyor. Bunları yavaş yavaş birleştiriyoruz. Hem kendimizi hem de çevremizdekileri ortalama olarak gördüğümüzde, ne başkalarından beklentilerimiz çok büyük oluyor ne de kendimizle ilgili büyük hayal kırıklıklarımız oluyor. Dolayısıyla daha stabil ve dengeli bir duygu durumuna kavuşuyoruz. İNTİHARA EĞİLİMLERİ DAHA FAZLABorderlinelar, iyiyi algılarken kötüyü algılamıyor; kötüyü algılarken ise iyiyi algılayamıyorlar. Bir insan iyi ile kötüyü birlikte değerlendirebildiğinde, hem kendisindeki hem de başkalarındaki iyi ve kötü yanları bütünlüklü olarak algıladıklarında hem kendisiyle hem de başkalarıyla ilgili algıları daha kararlı ve sabit olur. Borderlinelar kendilerini ya çok iyi ya çok kötü olarak algıladıklarından, kendilerini kötü olarak algıladıklarında değersizlik duyguları da çok güçlü olur. Böylesi zamanlarda kendilerini beş para etmez, bir işe yaramaz, aptal, yeteneksiz ve kötü biri olarak algılarlar dolayısıyla hayatlarına son vermek isteyebilirler. Öte yandan birisi kendisine istediği gibi davranmadığında, birine çok kırıldığında onu böyle yaptığı için pişman etmek amacıyla da intihar girişiminde bulunabilirler. Borderlineların intihar girişimlerinin çoğu kızgınlık duydukları birilerini cezalandırmaya ya da pişman etmeye yöneliktir. Ancak ölümle sonuçlanan intihar oranı da oldukça yüksektir. Biz, İstanbul Tıp Fakültesi, Sosyal Psikiyatri Servisi olarak kişilik bozuklukları ile ilgileniriz. Bizim hastalarımızın çoğu kişilik bozukluğu vakaları ve özellikle borderline kişilik bozukluğu olanlardır. Bir çok kurumdan takibinde zorluk yaşanan vakaları bize yollarlar. Bize gelene kadar ortalama 6-7 kez intihar girişiminde bulunmuş oluyorlar. ESMERLİK YA DA SARIŞINLIK GİBİ... Borderlineların canları çok çabuk sıkılır, kronik can sıkıntısı, memnuniyetsizlik, mutsuzluk, sıkılma, tatmin olamama, hiçbir şey istediğim gibi olmuyor duygusu hakimdir. Bu kişiler mutluyken bile 'hiçbir şey istediğim gibi olmuyor' duygusu içten içe devam eder ve kendilerini hiçbir zaman o ana odaklayamazlar. Karşı taraf ile muhabbet ediyor olsalar bile kafası hep kendileriyle meşguldür. Kişilik bozukluğundan bahsedebilmek için o kişinin 18 yaşını geçmiş olması gerekir. Eğer o kişiye doğru tanı koyduysanız, tedavi olmadığı sürece bu sorun devam eder. Kişilik bozukluğu ortaya çıktığı zaman, tedavi edilmezse ölene kadar devam eder. Bu aynen esmer ya da sarışın olmak gibi bir şey... Sadece zamanla biraz yatışabilir. İLİŞKİSİNİ BİTİREN ÜSTÜNDEN YÜK KALKMIŞ GİBİ HİSSEDİYORBu insanlar ikili ilişkilerde nasıl? İnsan ilişkilerinde en önemli özellikleri, başka insanları kendilerine karşı iyi olmaya aşırı zorlamalarıdır. Herkesin ona iyi davranmasını isterler. Özellikle yakın ilişkilerde karşı taraf bir hata yaparsa, suçlu ve yetersiz hissettirmeye çalışırlar. Borderlinelar, başka insanları kendi arzularına göre davranmaya zorlamaları konusunda oldukça yeteneklidir. Acı çektiklerini göstererek, karşı tarafı suçlu hissettirerek, bazen intiharla tehdit ederek, karşı tarafın istedikleri gibi davranmasını sağlarlar. Borderlinelar ile sevgili veya arkadaş olanlar, ilişkilerini karşı taraf bile bitirdiğinde omuzlarından yük kalkmış gibi SOSYALLİKBu kişilerin yalnız kalmaya tahammülleri yoktur. İnsanlarla sürekli etkileşim içinde olmak isterler. Onu sürekli onaylayan ve destekleyen insanlarla birlikte olmak isterler. İnsanları ararlar, konuşurlar ama bu insanların kim olduğu genellikle önemli değildir. Borderlineların insan seçmesi, kişilerin kendisini onaylayıp onaylamamasıyla ilgilidir. Karşısındaki kişinin yolsuzluk veya hırsızlık yapması hiç önemli değildir. Kendisine değer veriyor ve seviyorsa nasıl biri olduğunun fazla önemi yoktur. Ona iyi davranan herkes çok iyidir, kötü davranan herkes ise kötüdür. CİNSELLİĞİ ARAÇ OLARAK KULLANABİLİRLER Bu kişilerin cinsel açıdan sınırsız fantezileri ve cinsel yaşamları olduğuna dair söylemler oluyor ancak bu doğru değildir. Borderlinelarda cinsel ketlenme ve her türlü cinsel eylemden uzun yıllar uzak durma sık görülen bir durumdur. Bir çoğunun travmaları olduğundan cinsellikten çok haz almaz ve cinselliği rahat yaşayamazlar. Aslında daha çok yakınlık ve sevgiye ihtiyaç duyarlar. Bazen bazı borderlinelar, yakınlık ve sevgi alabilmek için cinselliği bir araç gibi kullanabilirler ve rastgele cinsel yakınlık kurabilirler. Ancak borderlinelar genel olarak cinsel yaşamda sıkıntıları olan ve çok keyifli bir cinsel yaşamı olmayan kişilerdir. KADINLARDA DAHA ÇOK GÖRÜLÜYORBorderline kişilik bozukluğu, kadınlarda yüzde 3, erkeklerde yüzde 1 oranında görülür. Kişilik bozukluğu servisine başvuran kişilerin ise yüzde 90'ı borderline kişilik bozukluğu olan kişilerdir. Çünkü borderline kişilik bozukluğu, diğer kişilik bozukluklarına göre kişide daha çok sıkıntı uyandıran bir sorun. Tedaviye değinir misiniz? Literatüre göre borderline kişilerin tedavisinden iyi sonuç alınmadığı söyleniyor. Ama Prof. Dr. Doğan Şahin, kendi deneyimlerinde uzun süreli terapiyle 4-6 sene çok iyi sonuçlar elde edildiğini söylüyor. Borderline kişilik bozukluğuna gerek psikanalitik ve dinamik terapiler gerekse de diğer uzun süreli terapilerle oldukça iyi sonuçlar almak mümkündür. Terapi yanında ilaç tedavisi de gerekebilir. Borderline kişilik bozukluğunun tedavisini esas olarak ilaç oluşturmuyor. Ama duygusal dengesizliği azaltmak için duygu durum düzenleyici kullanılabiliyor. Terapi bitene kadar duygu durum dengeleyiciler kullanılabiliyor. Bunlar sayesinde gün içerisindeki dalgalanmaları azaltmak mümkün. Bir de bazen hezeyanlar yaşanabiliyor o dönem de kısa süreli ve düşük dozlarda antipsikotik kullanılıyor. Borderline kişilik bozukluğu olan kişiler bazen terapistlerine de öfkelenip terapiyi yarıda bırakabilirler. Terapiye başlamadan önce bu kişileri uyardıklarını vurgulayan Prof. Dr. Şahin, terapi alacak kimselere, “Zaman zaman bize karşı da çok öfkelenebilirsiniz. Ama terapiyi bırakmak yerine duygularınızı bizimle paylaşırsanız, beraberce sorunu çözmeye çalışırız ” şeklinde uyarılarda bulunduklarını ifade ediyor. Tedavi olmayan borderlinelarda 40'lı 50'li yaşlardan sonra hastalıkta yatışma oluyor. Enerji düzeyleri düştüğü için öfkeleri de azalıyor. DUYGULARINIZ DEVAMLI DEĞİŞİYORSA...1 saat içerisinde çok mutluyken kederli, çok kederliyken birden çok sevinçli oluyorsanız dikkat! Borderline kişilik bozukluğu ya da bir diğer adıyla sınırda kişilik bozukluğu ile karşı karşıya olabilirsiniz... Borderline kişilik bozukluğu olan insanların en temel özellikleri değişkenlikleri ve duygusal kararsızlıklarıdır. Bir tercih yapmakta zorlanma biçiminde değil, duygularının kararlı olmaması anlamındaki kararsızlıktan bahsediyoruz. Bu kişilerin duyguları çabuk değişir dolayısıyla gün içerisinde çok değişken ruh halleri ve davranışlar sergileyebilirler. Çok mutluyken aniden çok kederli ya da tam tersine çok kederliyken birden çok sevinçli olabilirler. Bu değişkenlik nedeniyle insanlar borderline kişilik bozukluğunu bipolar iki uçlu duygudurum bozukluğu ile karıştırabilirler. Ancak iki uçlu duygudurum bozukluğunda değişimler bu kadar hızlı ve dışsal faktörlere bağlı duygusal değişikliğin gün içerisinde olduğunu vurgulayan İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalı Öğretim üyesi Prof. Dr. Doğan Şahin, borderline kişilik bozukluğunun kadınlarda 3 kat daha fazla görüldüğünü ve bu kişilerin insan ilişkilerinin dalgalanma göstermeye çok eğilimli olduğunu söylüyor. Kendi hayatlarını da yakınlarının hayatlarını da zaman zaman adeta işkenceye çeviren bu kişilerin hastalığını Prof. Dr. Şahin ile detaylarıyla konuştuk. İşte borderline ve etkileri...Borderlinelardaki duygu değişikliği dışsal faktörlere bağlıdır. Kendiliğinden ve durduk yere olmaz. Ancak hastalar genellikle duygusal değişime neden olan olayı anımsamaz ya da duygularındaki değişimle, meydana gelmiş olay arasında bağ kurmadıklarından kendilerine nedensiz oluyormuş gibi gelebilir. 'Ne oldu da bu kadar kederliyim ya da ne oldu da bu kadar sevinçliyim' diye çok iyi ayırt edemeyebilirler. Küçük bir ihmal algısı, mesela birisiyle konuşurken karşısındaki kişinin yüzüne bakmaması, bir anda hastanın çok kötü hissetmesine neden olabilir. 'Beni dinlemiyor' diye düşünmesi, tüm keyfini kaçırabilir. Ya da birinin candan bir selam vermesi aniden keyfini getirip mutlu edebilir. Duyguların çabuk değişmesi borderline kişilik örgütlenmesi gösteren kişilerde çok sık görülen bir şey olsa da ne tüm borderlinelar böyledir ne de duyguları çabuk değişen herkes borderline’dır. NASIL BİRİ OLDUĞUNUZA, NASIL YAŞAMAK İSTEDİĞİNİZE DAİR DÜŞÜNCELERİNİZ KOLAY DEĞİŞİYOR MU?Borderline kişilik örgütlenmesi gösteren kişilerin duygularının çabuk değişmesi yanında nasıl bir insan olduklarına dair düşünceleri de çabuk değişir. Mesela diyelim kendisini 'çalışkan, öğrenmeye meraklı, dışa dönük' olarak algılayıp bu şekilde nitelerken; yarım saat sonra aynı konularda tam tersini hissedebilir. Bazen kendilerine çok güvenir, kendilerini zeki ve başarılı biri gibi algılarken, bazen de güvenlerini tamamen yitirebilir ve kendilerini tam bir geri zekalı gibi algılayabilirler. Sadece kendilerinin nasıl biri olduklarına dair düşünceleri değil, başka insanlara karşı algıları da çabuk değişir. İnsanlara çok çabuk ısınırlar, onları yüceltirler ve tanışır tanışmaz çok fazla değer atfedebilirler. Kendileriyle uyumlu birkaç şey yakaladıklarında, sanki ruh ikizini bulmuş gibi hissedip, büyük bir yakınlık duyabilirler ve çok çabuk yakın arkadaş ya da sevgili olabilirler. Ancak aynı şekilde bu kadar değer verip yakın hissettiği kişilerden gene küçük bir memnuniyetsizlikten dolayı tamamen soğuyabilir hatta nefret edebilirler. Bir kaç gün önce çok sevdiğini söylediği birinden çok çabuk nefret edecek hale gelebilirler. BORDERLİNE KİŞİLİK BOZUKLUĞU ÇOK BÜYÜK BİR PROBLEM Mİ? İstikrarsız davranışlar kişinin kendi ruhsal huzuru açısından çok hoş bir şey değil... İnsan ilişkileri açısından da oldukça dalgalı, fırtınalı bir hayatları oluyor. Aynı şekilde bir mesleği ya da işi sürdürmelerinde zorluk yaşamalarına neden olabilir. Hobileri, alışkanlıkları, arkadaş çevreleri kolay değişir. Öte yandan içsel olarak huzursuzluk, can sıkıntısı ve boşluk duygusu yaşarlar. Ani öfkeye kapılıp kendilerine ve başkalarına zarar verici davranışlar gösterebilirler. Bir bütün olarak baktığınızda hem kişinin kendisi hem de yakınları açısından oldukça zor bir durum ama ciddi, ağır bir hastalık olduğu söylenemez. YERYÜZÜNDEKİ HİÇBİR ŞEY NEDENSİZ OLMAZ... Her şeyin bir sebebi olduğu gibi borderline kişilik bozukluğunun da sebepleri vardır. Borderline kişilik bozukluğu olan insanların genetik olarak biraz daha öfkeli olabilecekleri üzerinde duruluyor. Ama bir insanın doğuştan biraz daha fazla öfkesinin olması, borderline kişilik bozukluğunu zorunlu kılmaz. Çevrenin, özellikle anne ve baba ile ilişkiler kişilik gelişimi üzerinde en çok etkisi olan etkenlerdir. Çocuğun ruhsal gelişimi açısından en belirleyici etken, duygusal olarak dengeli, huzurlu ve mutlu bir anne ile düzenli bir ilişkinin kurulup kurulamamasıdır. Duygusal olarak dengeli olmayan yani bebeğe bir çok iyi bir çok kötü davranan bir anne borderline bir çocuğun yetişmesine neden yandan çocuğa bakan kişilerin sürekli değişmesi ve her birinin çok farklı tutumlar sergilemeleri de bir etken olabilir. Haftanın bir günü anneanne çocuğu çok şımartırken ertesi günü hala disiplinli davranmaya çalışıyor başka gün gittiği teyze ise ilgisiz davranıyor olabilir. Bebek nasıl biri olduğuna dair verileri bütünlüklü bir hale getirmekte zorlanacaktır. Bakıcıların ruhsal dengesizliği ya da sürekli değişmesi dolayısıyla borderline kişilik bozukluğu olan kişi hem kendisinin nasıl birisi olduğuna dair algıyı bütünleştiremiyor hem de karşısındaki insanların nasıl olduğuna dair net bir algı oluşturamıyorlar. Bu konuda ayrılıkların çok önemli bir rolü var. Nesne sabitliğinin olmaması, terkler, ayrılıklar, anne ve baba kayıpları da çocuğun bütünlüklü bir benlik algısı geliştirememiş olmasındaki diğer çok önemli faktörlerdir... İlginç olan şu ki; üç yaşına kadar herkes borderline oluyor. Başlangıçta hepimizin nesnelerle ilgili algısı ya iyi ya da kötü oluyor. Bunları yavaş yavaş birleştiriyoruz. Hem kendimizi hem de çevremizdekileri ortalama olarak gördüğümüzde, ne başkalarından beklentilerimiz çok büyük oluyor ne de kendimizle ilgili büyük hayal kırıklıklarımız oluyor. Dolayısıyla daha stabil ve dengeli bir duygu durumuna kavuşuyoruz. İNTİHARA EĞİLİMLERİ DAHA FAZLABorderlinelar, iyiyi algılarken kötüyü algılamıyor; kötüyü algılarken ise iyiyi algılayamıyorlar. Bir insan iyi ile kötüyü birlikte değerlendirebildiğinde, hem kendisindeki hem de başkalarındaki iyi ve kötü yanları bütünlüklü olarak algıladıklarında hem kendisiyle hem de başkalarıyla ilgili algıları daha kararlı ve sabit olur. Borderlinelar kendilerini ya çok iyi ya çok kötü olarak algıladıklarından, kendilerini kötü olarak algıladıklarında değersizlik duyguları da çok güçlü olur. Böylesi zamanlarda kendilerini beş para etmez, bir işe yaramaz, aptal, yeteneksiz ve kötü biri olarak algılarlar dolayısıyla hayatlarına son vermek isteyebilirler. Öte yandan birisi kendisine istediği gibi davranmadığında, birine çok kırıldığında onu böyle yaptığı için pişman etmek amacıyla da intihar girişiminde bulunabilirler. Borderlineların intihar girişimlerinin çoğu kızgınlık duydukları birilerini cezalandırmaya ya da pişman etmeye yöneliktir. Ancak ölümle sonuçlanan intihar oranı da oldukça yüksektir. Biz, İstanbul Tıp Fakültesi, Sosyal Psikiyatri Servisi olarak kişilik bozuklukları ile ilgileniriz. Bizim hastalarımızın çoğu kişilik bozukluğu vakaları ve özellikle borderline kişilik bozukluğu olanlardır. Bir çok kurumdan takibinde zorluk yaşanan vakaları bize yollarlar. Bize gelene kadar ortalama 6-7 kez intihar girişiminde bulunmuş oluyorlar. ESMERLİK YA DA SARIŞINLIK GİBİ... Borderlineların canları çok çabuk sıkılır, kronik can sıkıntısı, memnuniyetsizlik, mutsuzluk, sıkılma, tatmin olamama, hiçbir şey istediğim gibi olmuyor duygusu hakimdir. Bu kişiler mutluyken bile 'hiçbir şey istediğim gibi olmuyor' duygusu içten içe devam eder ve kendilerini hiçbir zaman o ana odaklayamazlar. Karşı taraf ile muhabbet ediyor olsalar bile kafası hep kendileriyle meşguldür. Kişilik bozukluğundan bahsedebilmek için o kişinin 18 yaşını geçmiş olması gerekir. Eğer o kişiye doğru tanı koyduysanız, tedavi olmadığı sürece bu sorun devam eder. Kişilik bozukluğu ortaya çıktığı zaman, tedavi edilmezse ölene kadar devam eder. Bu aynen esmer ya da sarışın olmak gibi bir şey... Sadece zamanla biraz yatışabilir. BU İNSANLAR İKİLİ İLİŞKİLERDE NASIL?İnsan ilişkilerinde en önemli özellikleri, başka insanları kendilerine karşı iyi olmaya aşırı zorlamalarıdır. Herkesin ona iyi davranmasını isterler. Özellikle yakın ilişkilerde karşı taraf bir hata yaparsa, suçlu ve yetersiz hissettirmeye çalışırlar. Borderlinelar, başka insanları kendi arzularına göre davranmaya zorlamaları konusunda oldukça yeteneklidir. Acı çektiklerini göstererek, karşı tarafı suçlu hissettirerek, bazen intiharla tehdit ederek, karşı tarafın istedikleri gibi davranmasını sağlarlar. Borderlinelar ile sevgili veya arkadaş olanlar, ilişkilerini karşı taraf bile bitirdiğinde omuzlarından yük kalkmış gibi SOSYALLİKBu kişilerin yalnız kalmaya tahammülleri yoktur. İnsanlarla sürekli etkileşim içinde olmak isterler. Onu sürekli onaylayan ve destekleyen insanlarla birlikte olmak isterler. İnsanları ararlar, konuşurlar ama bu insanların kim olduğu genellikle önemli değildir. Borderlineların insan seçmesi, kişilerin kendisini onaylayıp onaylamamasıyla ilgilidir. Karşısındaki kişinin yolsuzluk veya hırsızlık yapması hiç önemli değildir. Kendisine değer veriyor ve seviyorsa nasıl biri olduğunun fazla önemi yoktur. Ona iyi davranan herkes çok iyidir, kötü davranan herkes ise kötüdür. CİNSELLİĞİ ARAÇ OLARAK KULLANABİLİRLER Bu kişilerin cinsel açıdan sınırsız fantezileri ve cinsel yaşamları olduğuna dair söylemler oluyor ancak bu doğru değildir. Borderlinelarda cinsel ketlenme ve her türlü cinsel eylemden uzun yıllar uzak durma sık görülen bir durumdur. Bir çoğunun travmaları olduğundan cinsellikten çok haz almaz ve cinselliği rahat yaşayamazlar. Aslında daha çok yakınlık ve sevgiye ihtiyaç duyarlar. Bazen bazı borderlinelar, yakınlık ve sevgi alabilmek için cinselliği bir araç gibi kullanabilirler ve rastgele cinsel yakınlık kurabilirler. Ancak borderlinelar genel olarak cinsel yaşamda sıkıntıları olan ve çok keyifli bir cinsel yaşamı olmayan kişilerdir. KADINLARDA DAHA ÇOK GÖRÜLÜYORBorderline kişilik bozukluğu, kadınlarda yüzde 3, erkeklerde yüzde 1 oranında görülür. Kişilik bozukluğu servisine başvuran kişilerin ise yüzde 90'ı borderline kişilik bozukluğu olan kişilerdir. Çünkü borderline kişilik bozukluğu, diğer kişilik bozukluklarına göre kişide daha çok sıkıntı uyandıran bir sorun. TEDAVİLiteratüre göre borderline kişilerin tedavisinden iyi sonuç alınmadığı söyleniyor. Ama Prof. Dr. Doğan Şahin, kendi deneyimlerinde uzun süreli terapiyle 4-6 sene çok iyi sonuçlar elde edildiğini söylüyor. Borderline kişilik bozukluğuna gerek psikanalitik ve dinamik terapiler gerekse de diğer uzun süreli terapilerle oldukça iyi sonuçlar almak mümkündür. Terapi yanında ilaç tedavisi de gerekebilir. Borderline kişilik bozukluğunun tedavisini esas olarak ilaç oluşturmuyor. Ama duygusal dengesizliği azaltmak için duygu durum düzenleyici kullanılabiliyor. Terapi bitene kadar duygu durum dengeleyiciler kullanılabiliyor. Bunlar sayesinde gün içerisindeki dalgalanmaları azaltmak mümkün. Bir de bazen hezeyanlar yaşanabiliyor o dönem de kısa süreli ve düşük dozlarda antipsikotik kullanılıyor. Borderline kişilik bozukluğu olan kişiler bazen terapistlerine de öfkelenip terapiyi yarıda bırakabilirler. Terapiye başlamadan önce bu kişileri uyardıklarını vurgulayan Prof. Dr. Şahin, terapi alacak kimselere, “Zaman zaman bize karşı da çok öfkelenebilirsiniz. Ama terapiyi bırakmak yerine duygularınızı bizimle paylaşırsanız, beraberce sorunu çözmeye çalışırız ” şeklinde uyarılarda bulunduklarını ifade ediyor. Tedavi olmayan borderlinelarda 40'lı 50'li yaşlardan sonra hastalıkta yatışma oluyor. Enerji düzeyleri düştüğü için öfkeleri de azalıyor.
1734 11 Alıntı comedian´isimli üyeden Alıntı altta linkteki resim bir bloknot kapağıdır, photoshopta taranmıştır. 300 dpi kaydedilmiştir ve boyutu 3,57 mb'tır. [Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] şimdi altta verdiğim paint ile size söylediğim yöntem ile düşürülmüş resimdir. ilk resime " sağ tıklayıp düzenle deyiniz ve paint ile sadece kaydediniz. işletim sistemi win7 belki paintten painte farkediyordur. [Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] görüleceği üzere hiçbir ebat ya da dpi düşmesi olmamıştır. ve dosya boyutu yarı yarıya inmiştir. olmuyorsa demek ki benim makinamda bir özellik var kendiliğinden oluyor işte. Sevgili dostum; tararken kullandığınız programın ocr özellikli olduğundan işe yaramış onu zaten yukarıda belirtmiştim. Sevgili Yeryüzü ise ocr içeren bir program kullanmadan yapılan bir taramadan bahsediyor. İşin sırrı OPTİK KARAKTER OKUYUCU özelliğine sahip bir programla seferlik işe yarar.Küçültüğünüz resmi bir daha küçültemezsiniz. Zaten öyle bir programla tarayıp işi sonuna kadar götürürseniz kitabın boyutu 0,5-5megabayt arasına konu olan ise OCR programı kullanmadan aynı çizgiroman tarar gibi taranan kitapların boyutunu küçültmektir. Facebook'ta Paylaş 1740 12 kitap taramasından pek anlamam ama sorulan jpg boyutu düşürmek ise ilk aklıma bu gelmişti. ki ben de bunu kullanırım. diğer türlü sizin dedikleriniz geçerlidir ona bir şey diyemem. __________________ Facebook'ta Paylaş 1724 13 Bir yerlerde okumuştum. "jpeg" formatı baskı amaçlı 300 dpi kullanılıyormuş. 300 dpi fazla yer kaplıyor. Taramalarda bazen 96 dpi görüyorum. Okunmasında pek sorun gözükmüyor. Ancak gözü yormayacak bir oran olmalı kanısındayım. En az kaç dpi olmalı sizce?.. 96 dpi yeterli mi? Diğer konu jpeg kalitesi. Örneğin "irfan" adlı programda "image properties" kısmı "jpeg quality" değerini gösteriyor. Bu değer 70 den azsa iyi değil. 100 değeri baskı için kullanışlı olabilir. Fakat fazla yer kaplıyor. "jpeg" kalite değeri 80 olduğunda gözle anlaşılan bir farklılık olmuyor ve dosyanın boyutu oldukça düşüyor. Örnek olarak; jpeg kalite 100 bir resim 900 küsür kb'den farklı kaydet seceneğiyle jpeg kalite 80 aynı resim 400 küsür kb yaklaşık yarısı Sizce jpeg kalite optimum kaç olması daha iyidir? Başka bir konu taramanın 300 dpi ile yapılıp sonra bir programla dpi, jpeg kalitesi düşürmek mi daha iyi yoksa doğrudan istenilen ayarlarda mı taranmalı tarama ayarlarında seçenek varsa tabi? Maksadım göz yormaması ve fazla yer kaplamaması için ufak ayarlar Zaman içinde deneyimlerle "taramaların 300 dpi yapılmasının uygun olduğu" kanısındayım. Konu toxine tarafından Saat 1818 değiştirilmiştir. Sebep Edit eklendi Facebook'ta Paylaş 1908 14 Onursal Üye Çeviri Balonlama Adobe acrobat x professionel programını kurun. Programı açın. Getting started ten combine files into pdf yi tıklayın. Combine files ten add files seçip dosyanızı içeri alın .tüm jpeg ler ekrana sıralanacaktır. Aşağıdaki combine files i tıklayıp dosyayı pdf yapın. Daha sonra programda file den Save as yaparak image ye gelip açılan pencereden jpeg i tıklayın. Size nereye kaydedileceğini sorar. Örneğin masa üzerinde bir dosya seçip tıklayıp içini gösterin ve jpegler sırasıyla içeri bittikten sonra sağ üst köşedeki çarpı dan programı kapatın ve yes veya tamam dosya Hem jpegleri hem de pdf dosyasını barındırır. Pdf dosyasını dışarıya alın, yani dosyanın içinden çıkarın. Sadece jpeg lerin kaldığı dosyanızın hiçbir ödün vermeden mgb ının küçüldüğünü aldığınız pdf dosyanız ise büyüktür. Yalnız tüm bu işlemleri yapmadan önce Jpeg lere 001-002….numaralarını önceden verin ve son çıktı dosyanız daki sıralamayı kontrol edin. Facebook'ta Paylaş 1650 15 Üyelik tarihi Mesajlar 2 •Rep Puanı 10 •Rep Seviyesi Selamlar, yeni üyeniz olarak bu eski konuyu azıcık canlandırayım. jpg dosyalarının dosya boyutunu en iyi şekilde nasıl küçlteceğinizi izah edeyim. ilk önce bu iş için photoshop kullanacağız. photoshop cs2 versiyonu ücretsiz ve yasal olarak kendi sitesinden indirilebiliyor. photoshop ta küçültmek istediğiniz resim dosyasını açtıktan sonra kayıt kısmında save for web seçeneğini bulacaksınız. bu seçenek gözle algılanan görsel kaliteyi pek bozmadan ve resmin ebatlarını küçültmeden korkunç miktarda küçültme uyguluyor. %90 ın üzerinde küçültmelerle karşılaşabilirsiniz şaşırmayın. pdf haline getirmeler anlatılmış. şu anda hatırlamıyorum ama acrobat programının içinde pdf dosyasını optimize eden bir seçenek te mevcuttu. acrobattaki seçenek te pdf dosyasının boyutunu oldukça düşürüyordu. umarım yardımcı olabilmişimdir. Facebook'ta Paylaş 0040 16 Alıntı yeryüzü´isimli üyeden Alıntı selam arkadaşlar , ben yeni bir üyenizim. az önce "herkes için" serisinden 170 sayfalık bir kitabı taradım. jpeg formatında her resim dosya 190 mb oldu. bu boyutu görüntü kalitesini bozmadan nasıl düşürebilirim? çevirme çözüm olabilir mi, olabilirse nasıl çevirebilirim? ya da farklı ne yapabilirim? Doktor bu şimdi nostalji oldu. Garibanım üç yıl evvel sorduğu soruya bak. __________________ Facebook'ta Paylaş
kızlığım bozulmadan nasıl ilişkiye girebilirim