🎾 Yasin Suresi Azerbaycan Dilinde Tercumesi
LjXJ. Son dakika haberlerine göre, Ermenistan, dün Cenevre'de sağlanan "sivil halkı veya askeri olmayan noktaları hedef almama" mutabakatını ihlal ediyor ve Azerbaycan'ın sivil yerleşim birimlerine top ve füzelerle saldırıyor. Azerbaycan ordusu ise, ateşkese rağmen cephenin farklı istikametlerinde Azerbaycan askerlerine ve yerleşim birimlerine ateş açan Ermenistan güçlerine kayıplar verdirmeye devam • 31 Ekim 2020 - 1726 • Son Güncelleme 31 Ekim 2020 - 17 • 31 Ekim 2020 - 1726 • Son Güncelleme 31 Ekim 2020 - 1734 1Bombardıman seslerinin kesilmediği Dağlık Karabağ savaşında otuz beşinci günde, Azerbaycan ordusu, ateşkese rağmen cephenin farklı istikametlerinde gece boyunca Azerbaycan askerlerine ve yerleşim birimlerine ateş açan Ermenistan güçlerine kayıplar verdirmeye devam Savunma Bakanlığından yapılan açıklamada, bugün Ermenistan ordusuna ait 3 tank, 1 "Grad" füze sistemi, 1 mühimmat dolu kamyon, 3 obüsün imha edildiği ve çok sayıda askeri personelin etkisiz hale getirildiği paylaştığı görüntülerde Ermenistan ordusuna ait araç ve hedeflerin nokta atışıyla vurulduğu Cumhurbaşkanı Müşaviri Hikmet Hacıyev, Ermenistan ordusunun Terter, Ağdam, Goranboy ve Ağcabedi illerine top ve füze saldırısı düzenlendiğini bugün kadar 4 ilin 32 yerleşim birimine Ermenistan ordusu tarafından 300'den fazla mermi atıldığını ve Azerbaycan dışişleri bakanları dün İsviçre'nin Cenevre kentinde Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı AGİT Minsk Grubu eş başkanlarının da katılımıyla bir araya Minsk Grubu, iki ülkenin sivil halkı veya askeri olmayan noktaları hedef almama konusunda anlaştığını MUTABAKATI İHLAL EDİYOR Azerbaycan Cumhurbaşkanı Müşaviri Hikmet Hacıyev, Ermenistan ordusunun Terter, Ağdam, Goranboy ve Ağcabedi illerine top ve füze saldırısı düzenlendiğini bugün kadar 4 ilin 32 yerleşim birimine Ermenistan ordusu tarafından 300'den fazla mermi atıldığını PAŞİNYAN'A RET Rusya Dışişleri Bakanlığı, Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan'ın Rusya'dan tekrar yardım talep etmesine yanıt olarak, çatışmaların Ermenistan toprağında olmadığını Dışişleri Bakanlığından yapılan yazılı açıklamada, Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan'ın Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'e bir mektup göndererek, Rusya'nın Ermenistan'a nasıl bir destek verebileceği konusunda istişarelerin başlatılmasıyla ilgili çağrısı Ermenistan ile 1997’de imzaladığı Dostluk, İş birliği ve Karşılıklı Destek Anlaşması'na atıfta bulunulan açıklamada, "Anlaşma doğrultusunda Rusya, çatışmalar doğrudan Ermenistan toprağına geçerse Erivan'a gerekli desteği verecektir. Dağlık Karabağ’da devam eden çatışmanın taraflarına ivedi ateşkes çağrımızı yineliyoruz.” ordusu, Dağlık Karabağ'da 27 Eylül'de başladığı operasyonda, 4 kent merkezi, 3 kasaba ve 200 civarında köy ile bazı önemli tepeleri Ermenistan'ın işgalinden KURTARILAN İRAN SINIRINA KARAKOL Azerbaycan, Ermenistan'ın işgalinden kurtarılan İran sınırına karakollar kurdu. Cebrail ve Zengilan illerinde yer alan Soltanlı, Halefli, Hudaferin ve Kumlak karakollarına Azerbaycan bayrağı dikildi ve Azerbaycan Devlet Sınır Hizmetine bağlı askerler burada görev yapmaya ordusu, 27 yıl süren işgalin ardından Azerbaycan-Ermenistan sınırının 132 kilometrelik kısmını 22 Ekim'de tamamen kontrol altına Karabağ'daki çatışmalar 27 Eylül Pazar günü sabah saatlerinde Ermenistan'ın ateşkes ihlaliyle başladı. Dağlık Karabağ, Birleşmiş Milletler BM ve uluslararası toplum tarafından Azerbaycan'ın bir parçası olarak tanınıyor. Ancak Azerbaycan'ın topraklarının yaklaşık yüzde 20'sine denk gelen Dağlık Karabağ ve civarındaki bazı bölgeler, 1990'ların başından bu yana Ermenistan işgali altında bulunuyor. Bölgede 1991 yılında 'Dağlık Karabağ Cumhuriyeti' ilan edildi. Ancak burayı uluslararası alanda Ermenistan dahil hiçbir ülke tanımış Kafkasya’da 4 bin 400 kilometrekarelik bir alanı kapsayan Dağlık Karabağ Yukarı Karabağ, Azerbaycan ile Ermenistan arasındaki en büyük sorun olarak yıllardır çözüm bekliyor. Peki, ikisi de eski Sovyetler Birliği ülkesi olan Azerbaycan ve Ermenistan arasındaki Dağlık Karabağ sorununun tarihçesi ne? 'Dağlık Karabağ' bölgesinin kelime kökeni birkaç farklı dilin karışımından oluşuyor. İsminin içinde bulunan birkaç dil bile, bölgenin tarih boyunca farklı kültürler arasındaki geçişkenliğe nasıl maruz kaldığını başlıbaşına gösterir Nagorny ya da Nagorno Karabakh. 'Nagorny' kelimesi Rusçada 'dağlık' нагорный, anlamına geliyor. Azerbaycancada da, tıpkı Türkçe'deki gibi 'dağlık' anlamına gelen 'dağlıq' ya da 'yukarı' anlamına gelen 'yuxarı' kelimeleri ile anılıyor. Karabağ ise, Türkçe ve Farsçada ortak bir kelime olup, 'siyah bahçe' ve Ermenistan’ın 1922’de Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği’ne katılmasıyla Dağlık Karabağ, kabullenilmiş görünen, ancak Ermeniler tarafından benimsenmeyen bir yapıya evrildi. 1923’te Azerbaycan Cumhuriyeti’ne bağlı otonom bölge statüsü verilen Dağlık Karabağ'da, bölgede yaşayan etnik Ermenilerin, Azerbaycan yönetiminden duydukları rahatsızlığı zaman zaman gündeme getirmelerine rağmen, Sovyet sisteminin durma noktasına geldiği 1980’lerin sonuna kadar statüko Birliği’nin son lideri Mihail Gorbaçov’un tıkanan sistemin önünü açmak için 1985’te başlattığı açıklık glasnost ve yeniden yapılanma perestroika süreciyle beraber, Kafkasya’nın bütün sorunlu alanları gibi Dağlık Karabağ da gün ışığına çıktı. Sovyet yönetiminin her geçen gün zayıflayan otoritesini değerlendiren Dağlık Karabağ Otonom Yönetimi, 1988’de Ermenistan Cumhuriyeti’ne bağlanmayı talep etti. Bu talep karşılık bulmazken Azerbaycan ile Ermenistan’ın 1991’de bağımsızlıklarını ilan etmelerinin akabinde Dağlık Karabağ Ermenilerinin ayrılma girişimleri de dönemde Karabağ'daki Azeri nüfusu zorunlu göçler nedeniyle yüzde 20'ye kadar düşmüştü. 10 Aralık 1991’de yapılan ve bölgede kalan Azerilerin boykot ettiği referandumda Ermeniler, Azerbaycan’dan ayrılmak için oy kullandı. Referandumun ardından Dağlık Karabağ’ın bağımsızlığı ilan edildi, ancak bu girişim uluslararası toplumda karşılık bulmadı. Ermenistan ordusunun desteklediği Dağlık Karabağ Ermenileri ile bölgede yaşayan Azeriler arasındaki gerilim, bağımsızlık ilanıyla gittikçe yükseldi. Çıkan çatışmalar, 1992’de Ermenistan ordusu ve Dağlık Karabağlı Ermeniler ile Azerbaycan ordusu arasında sıcak savaşa Karabağlı Ermeniler, savaş sonunda bölgenin tümünün kontrolünü ele geçirdikleri gibi komşu yedi bölgeyi rayon de işgal ettiler. Böylelikle Dağlık Karabağ ile Azerbaycan'ın doğrudan temas noktaları oldukça sınırlandı. Dağlık Karabağ sorunu akademik çevrelerde yıllardır 'donmuş çatışma' olarak nitelendiriliyordu. Aralıklarla devam eden çözüm müzakerelerine rağmen hem Dağlık Karabağ-Azerbaycan temas hattında hem de Azerbaycan-Ermenistan sınırında, karşılıklı ateşkes ihlalleri sık sık tekrarlanıyor. 2014'ün Ağustos ayında 20 yılın en kanlı çatışmaları yaşandı. Dağlık Karabağ sınırında iki gün süren çatışmalarda 13 Azerbaycan askeri yaşamını yitirdi. Ermenistan Savunma Bakanlığı da 20 askerinin öldüğünü milyon mülteci Azerbaycan ve Ermenistan'a sığındı, yaklaşık bir milyon insan zorla yer değiştirmek zorunda kaldı. Dağlık Karabağ çatışmaları başlamadan önce varolan bazı kasaba ve köyler tamamen terk edildi ve harabeye döndü. Azerbaycan topraklarının yüzde 14’ünden fazlası halen işgal altında. Azeriler bölgenin tarihsel olarak kendi kontrolünde olduğunu ve dolayısıyla kendilerine ait olduğunu söylüyor; Ermeniler ise bölgede hep Ermenilerin yaşadığını ve Azeri yönetiminin gayrimeşru olduğunu mesele olarak görüldüğünden dış müdahale konusunda diğer devletler gönülsüz davrandı. İhtilaf, Azerbaycan ve Ermenistan arasında yaşanması dolayısıyla 1992’den itibaren devletlerarası bir hale büründü. Azerbaycan’da savunma harcamaları 2003’ten bu yana her yıl yaklaşık yüzde 50 oranında arttı. 2012’de savunma harcamaları, Azerbaycan’ın toplam kamu harcamalarının beşte birini oluşturur hale geldi. Ermenistan da Rusya’nın yardımıyla cephaneliğini sayılar net olarak bilinmemekle beraber, küçük yerleşimler ile Laçin ve Kelbecer’in nüfusunun toplamda yaklaşık 14 bin kişi olduğu sanılıyor. AGİT Minsk Grubu eş başkanlarına göre 2005 yılından bu yana nüfusta belirgin bir artış yok. Bölgeye yerleşen etnik Ermeniler altyapıya, ekonomik faaliyetlere ve kamu hizmetlerine kısıtlı bir erişime sahip. Birçoğunun kimlik belgeleri de en zayıf yeri 175 kilometre uzunluğundaki temas hattı. Mayın tarlalarıyla dolu bu hat, Birinci Dünya Savaşı siperlerini andırıyor. Temas hattına Ermeni tarafından 30 bin, Azerbaycan tarafından ise bu sayıdan biraz daha fazla asker konuşlandırılmış Karabağ Azerileri ve Ermenileri sürece etki edemiyor. Ermenistan ve Azerbaycan kamuoyunun süreç üzerinde, bölgenin yerlilerinden daha çok etkisi Grubu eş başkanlarının sözcüsü ya da medya sekreteri yok. Bu nedenle de görüşmeler medyada az yer alıyor. Rusya, önceden Ermenistan’a yakın bir pozisyon almışken, artık Azerbaycan’a ve Ermenistan’a eşit uzaklıkta durmayı tercih ediyor. Bu strateji Ağustos 2008’de Gürcistan’la yaşanan savaşın ardından öncelik Gürcistan’ın tecrit edilmesi haline dönüştü. Dağlık Karabağ Sorunu ABD için, Orta Doğu’daki çatışmalardan daha az öneme sahip. Kongre’deki Ermeni lobisi, Hazar Denizi Havzası enerji güvenliği, terörle mücadele’ ve Afganistan’a uçuşlarda Azerbaycan hava sahasını kullanabilmesi ABD için öncelikli konular.
Dünya Azerbaycanlılar Kongresi Başkanı Kurban SABAH'a özel açıklamalarda bulundu. Kurban, işgal edilmiş topraklarını teröristlerden arındırmaya çalışan Azerbaycan halkının karşısında bir devlet değil terör örgütlerinin oluşturduğu direk sivilleri hedef alan ve her defasında ateşkesi bozan teröristler ordusu olduğunu söyledi. Ermenistan'ın bu tavrı ve kışkırtıcı hain saldırılarına Azerbaycan halkının şaşırmadığını söyleyen Kurban ''Ermenistan 1905 yıllarında insanlarımıza buna benzer saldırılarıyla soykırım yaptılar. Şimdi de aynı karakterini gösteriyor. Ermenistan'ın isteği bölgeyi ateşe atmak, sivillerimizi füzelerle vuruyor ve Azerbaycan'ın da Ermenistan'daki sivil hedefleri vurmasını istiyor. Fakat Azerbaycan'ın tarihinde sivillere vurmak, saldırmak yoktur ve yapmıyor, yapmayacak da... Her daim insancıl yaklaşımıyla uluslararası hukuk çerçevesinde adımlar atmış. Azerbaycan ordusu sadece kendine dönük silahların ateşlendiği yerleri kendini korumak için hedef almaktadır. Ermenistan bu adımıyla tüm dünyaya döne döne insanlığa sığmayacak şekilde alçakça ve kalleşçe saldırılar yapmaya sivilleri öldürmeye devam ediyor" dedi. ORDUSU YOK TOPLAMA YAPISI VAR SABAH'a özel açıklama yapan Kurban sözlerini şöyle sürdürdü ''Ermenistan işgal ettiği toprakları kaybettikçe şaşırmış ve kudurmuş durumda sivilleri öldürüyor. Ermenistan her çatışmada silahlı gücünü kaybediyor. Ordusu yok. Toplama yapısıyla her seferinde geri çekilip yeniden saldırarak bölgedeki hareketliği kriz haline getirmeye çalışıyor. Rusya'yı ve İran'ı bu çatışmanın içine sokmak istiyor. Rusya'yı Bölgeye çekmeye ve müdahale etmeye çağırıyor ve hedefi budur. Ermenistan 500 bin insanın yaşadığı Gence'ye yasak füzelerle saldırılıp çoluk çocuğu katlediyor. Azerbaycan'da Ermenistan'ın yaptığı soykırımı dünyanın görmesini istiyoruz. Adalet istiyoruz. Biz bizim olanı istiyoruz. Başka bir şey istemiyoruz. Gence ikinci büyük şehrimiz. 500 bin insan yaşıyor. Azerbaycan'ın tüm halkına bir korku panik yaşatmak için çatışma bölgesine 100 kilometre uzaklıktaki Gence'ye saldırıyorlar. Ama Ermenistan'ın bu saldırısı karşısında insanlarımız kaçmayı değil cepheye gitmeye çalışıyorlar ve gidiyorlar. Ermenistan Azerbaycan halkının 30 yıldır nefretini kazanmış durumda..." ERMENİSTAN TERÖRİSTLERİ BÖLGEDEN ÇEKSİN Dünya Azerbaycanlılar Kongresi Başkanı Kurban sözlerine şu şekilde devam etti "Azerbaycan halkı savaş istemiyor ama 30 yıldır işgal altındaki topraklarını almaya kararlı. Biz bizim olanı istiyoruz. Bölge devletleri istiyorlarsa savaş olmasın, ateşkes olsun. O zaman bunu Ermenistan'a kesin dille işgal ettikleri topraklardan çıkmalarını kararlılıkla söylesinler. Herkes 'Azerbaycan dursun, beklesin' diyor. Azerbaycan 30 yıldır duruyor, bekleyecek 30 günü yoktur artık. Söylesinler Ermenistan'a teröristleri bölgeden çeksin. Savaş olmasın insanlar ölmesin. Âmâ bizim olanı bize versinler. Ermenistan ilk ateşkesten 1 saat, İkinci ateşkesten ise 8 saat geçmeden yine Azerbaycan'a saldırdı. Ermenistan güven vermiyor.''
“Qurani Kərim” Azərbaycan dilində Səsləndirən Rasim Balayev Bir dəfəyə yüklə – 114 surə – ZIP 1. Fatihə Kitabı açan’ surəsi 2. Bəqərə İnək’ surəsi 3. Ali İmran İmranın ailəsi’ surəsi 4. Nisa Qadınlar’ surəsi 5. Maidə Süfrə’ surəsi 6. Ənam Mal-qara’ surəsi 7. Əraf Sədd’ surəsi 8. Ənfal Qənimətlər’ surəsi 9. Tovbə Tövbə’ surəsi 10. Yunus Yunus’ surəsi 11. Hud Hud’ surəsi 12. Yusuf Yusuf’ surəsi 13. Rad Göy gurultusu’ surəsi 14. İbrahim İbrahim’ surəsi 15. Hicr Hicr’ surəsi 16. Nəhl Bal arısı’ surəsi 17. İsra Gecə səyahəti’ surəsi 18. Kəhf Mağara’ surəsi 19. Məryəm Məryəm’ surəsi 20. Ta ha Ta ha’ surəsi 21. Ənbiya Peyğəmbərlər’ surəsi 22. Həcc Həcc’ surəsi 23. Muminun Möminlər’ surəsi 24. Nur Nur’ surəsi 25. Furqan Haqqı batildən ayıran’ surəsi 26. Şuəra Şairlər’ surəsi 27. Nəml Qarışqalar’ surəsi 28. Qasas Əhvalat’ surəsi 29. Ənkəbut Hörümçək’ surəsi 30. Rum Rumlular’ surəsi 31. Loğman Loğman’ surəsi 32. Səcdə Səcdə’ surəsi 33. Əhzab Müttəfiqlər’ surəsi 34. Səba Səba’ surəsi 35. Fatir Yaradan’ surəsi 36. Ya sin Ya sin’ surəsi 37. Saffat Səf-səf duranlar’ surəsi 38. Sad Sad’ surəsi 39. Zumər Zümrələr’ surəsi 40. Ğafir Bağışlayan’ surəsi 41. Fussilət Müfəssəl izah edilmiş’ surəsi 42. Şura Şura’ surəsi 43. Zuxruf Zinət’ surəsi 44. əd-Duxan Tüstü’ surəsi 45. CasiyəDiz çökənlər’ surəsi 46. Əhqaf Qumsal təpələr’ surəsi 47. Muhəmməd Muhəmməd’ surəsi 48. Fəth Zəfər’ surəsi 49. Hucurat Otaqlar’ surəsi 50. Qaf Qaf’ surəsi 51. Zəriyət Toz-torpağı səpələyənlər’ surəsi 52. Tur Dağ’ surəsi 53. Nəcm Ulduz’ surəsi 54. Qamər Ay’ surəsi 55. Rahmən Mərhəmətli’ surəsi 56. Vaqiə Vaqiə’ surəsi 57. Hədid Dəmir’ surəsi 58. Mucadilə Mübahisə edən qadın’ surəsi 59. Həşr Toplanma’ surəsi 60. Mumtəhənə İmtahana çəkilən qadın’ surəsi 61. Saff Səf’ surəsi 62. Cumuə Cümə’ surəsi 63. Munafiqun Münafiqlər’ surəsi 64. Təğabun Qarşılıqlı aldanma’ surəsi 65. Talaq Boşanma’ surəsi 66. Təhrim Qadağan’ surəsi 67. Mulk Mülk’ surəsi 68. Qaləm Qələm’ surəsi 69. Haqqə Haqq olan’ surəsi 70. Məaric Dərəcələr’ surəsi 71. Nuh Nuh’ surəsi 72. Cinn Cinlər’ surəsi 73. Muzzəmmil Bürünmüş’ surəsi 74. Muddəssir Örtünmüş’ surəsi 75. Qiyamə Qiyamət’ surəsi 76. İnsan İnsan’ surəsi 77. Mursəlat Göndərilənlər’ surəsi 78. Nəbə Xəbər’ surəsi 79. Naziat Can alanlar’ surəsi 80. Əbəsə Qaşqabağını tökdü’ surəsi 81. Təkvir Sarınma’ surəsi 82. İnfitar Parçalanma’ surəsi 83. Mutaffifin Çəkidə və ölçüdə aldadanlar’ surəsi 84. İnşiqaq Yarılma’ surəsi 85. Buruc Bürclər’ surəsi 86. Tariq Gecə yolçusu’ surəsi 87. Əla Ən Uca’ surəsi 88. Ğaşiyə Bürüyən’ surəsi 89. Fəcr Dan yeri’ surəsi 90. Bələd Şəhər’ surəsi 91. Şəms Günəş’ surəsi 92. Leyl Gecə’ surəsi 93. əd-Duha Səhər’ surəsi 94. Şərh Açma’ surəsi 95. Tin Əncir’ surəsi 96. Ələq Laxtalanmış qan’ surəsi 97. Qədr Qədr gecəsi’ surəsi 98. Beyyinə Açıq-aydın dəlil’ surəsi 99. Zəlzələ Zəlzələ’ surəsi 100. Adiyat Çapanlar’ surəsi 101. Qariə Qorxuya salan’ surəsi 102. Təkasur Çoxluğa hərislik’ surəsi 103. Əsr Axşam çağı’ surəsi 104. Huməzə Tənə edən’ surəsi 105. Fil Fil’ surəsi 106. Qureyş Qureyş’ surəsi 107. Maun Xırda-xuruş’ surəsi 108. Kovsər Bolluq’ surəsi 109. Kafirun Kafirlər’ surəsi 110. Nəsr Kömək’ surəsi 111. Məsəd Xurma lifi’ surəsi 112. İxlas Səmimi etiqad’ surəsi 113. Fələq Sübh’ surəsi 114. Nas İnsanlar’ surəsi
Yasin Suresi Arapça yazılı olarak aşağıdadır. Rahat okunabilmesi açısından bilgisayar yazısı seçilmiştir. Kotanızı tüketmemek adına görüntü sıkıştırılmıştır. Allah, okuduğunuz ve okuyacağınız tüm Yasinleri ve diğer ibadetlerinizi kabul etsin. Okumak için sayfayı aşağı Al Ghamdi'den muhteşem Arapça Yasin suresi tilaveti ilk âyetini oluşturan iki harften almıştır. Hz. Peygamber tarafından bu adla anılmış, Buhârî ve Tirmizî’nin hadis kitaplarında da bu isim kullanılmıştır. Sûre, Kur’an’ın kalbi diye nitelendiren hadis rivayetine dayanılarak “kalbü’l-Kur’ân” diye de adlandırılmış, ancak bu yaygınlık kazanmamıştır Âlûsî, XXII, 522-523; İbn Âşûr, XXII, 191. Sûrenin Mekke döneminin ortalarında nâzil olduğu kabul edilmektedir. İnsanların yaptıkları işlerin ve bıraktıkları izlerin kayda geçirildiğini bildiren 12. âyetin yorumu meyanında rivayet edilen bir hadis dolayısıyla Tirmizî, “Tefsîr”, 36 bu âyetin Medine’de indiği söylenmişse de bu kanaat benimsenmemiştir Âlûsî, XXII, 523; İbn Âşûr, XXII, 191, 204-205. Sûre seksen üç âyet olup fâsılası “م، ن” harfleridir. Yâsîn sûresinde İslâm akaidinin üç esasını teşkil eden tevhid, nübüvvet ve âhiret konuları tabiatın mükemmel kuruluşu ve işleyişinden deliller getirilerek anlatılır; bu arada iman-küfür mücadelesi çerçevesinde geçmiş kavimlerden ibret verici örnekler zikredilir. Dört bölüm halinde incelenmesi mümkün olan sûrenin birinci bölümünde ana konu Hz. Peygamber’in nübüvvetinin ispatı ve Kur’an’ın vahiy ürünü oluşudur. Sûrenin ilk âyetini teşkil eden “yâsîn” büyük bir ihtimalle Hz. Muhammed’e bir hitaptır Âlûsî, XXII, 525; krş. Taberî, XXII, 178. Ardından Kur’an’a yemin edilerek Muhammed’in Allah’a ulaştıran yol sır’at-ı müstakim üzerinde bulunan peygamberlerden olduğu, Kur’an’ın da gafletten bir türlü kurtulamayan kitleleri uyarmak amacıyla Allah tarafından indirildiği ifade edilir. Ancak gönüllerini ilâhî gerçeklere açmayan, Cenâb-ı Hakk’ı anıp kalpleri ürpermeyen ve iradelerini hak dine yönlendirmeyen insanların bütün uyarılara rağmen iman etmeyecekleri bildirilir; mükelleflerin işledikleri fiillerin her şeyi içeren bir kütükte kaydedildiği belirtilir âyet 1-12. Sûrenin ikinci bölümü kendilerine Hak dinin tebliğcilerinin gönderildiği bir yerleşim yeri halkının ashâbü’l-karye kıssası hakkındadır. Bu yerleşim yerine önce iki tebliğci gelmiş, ardından bunları destekleyen üçüncüsü gönderilmiştir. Ancak şehir halkı elçilere yalancı demiş, kendilerine uğursuzluk getirdiklerini ileri sürmüş, tebliğden vazgeçmedikleri takdirde işkenceyle öldürüleceklerini söylemiştir. O sırada şehrin uzak yerlerinden gelen bir kişi halkı iman etmeye teşvik ederken kendisi de iman etmiş, fakat inkârcılar tarafından öldürülmüş, nihayet o yerleşim yerinin halkı korkunç bir sesle helâk edilmiştir âyet 13-32. Müfessirler söz konusu şehrin Antakya, elçilerin havâriler, halkın Romalılar, uzaktan gelen kişinin de Habîb en-Neccâr olabileceğini kaydetmişse de gerek Hıristiyanlığın yayılışı gerekse Antakya’nın tarihi bakımından bu açıklamalar isabetli görülmemiştir bk. ASHÂBÜ’l-KARYE; HABÎB en-NECCÂR. Kur’an’da mevcut kıssaların çoğunda olduğu gibi yerleri ve hitap edilen insanları bilinmeyen bu kıssadan da amaç tarihî bilgi vermek değil kıssadan hisse alınmasını sağlamaktır. Sûrenin üçüncü bölümünde insanların hayatlarını sürdürdükleri yeryüzünün besleyici özelliğine, gece ile gündüz, güneşle ay arasındaki düzen ve âhenge, yeryüzündeki çiçek, bitki vb. şeyler, ayrıca insanlar ve insanların henüz vâkıf olamadığı nice canlı arasındaki tozlaşma ve döllenmeye, gemilerin denizde batmadan seyretmesine temas edilerek Allah’ın birliği ve yüceliğine dikkat çekilir; bütün bu delil ve işaretlere rağmen inkârcıların dinî gerçeklerden yüz çevirdikleri ifade edilir âyet 33-47. Yâsîn sûresinin dördüncü bölümü âhiretin varlığı ve âhiret âleminin tasvirine dairdir. Burada kıyametin ansızın kopacağı bildirildikten sonra vukuu hakkında kısaca bilgi verilir. Ardından cennetin tasvirine, cehennemliklerin bedbahtlığına değinilir; onların dünyada iddia ettikleri gibi Kur’an’ın bir şair sözü değil vahiy ürünü olduğu zikredilir. Dünya hayatında insan türüne verilen nimetlerin bir kısmı sayılır; buna rağmen inkârcıların kendilerine hiçbir fayda sağlamayan putlara taptıkları belirtilir. Sûrenin son âyetlerinde, görünürde spermden meydana gelen insanın dünyaya geliş şeklini göz ardı ederek, “Çürümüş kemikleri kim diriltecek?” diye soran inkârcıya, “İlk defa yaratmış olan diriltecek” şeklinde cevap verilir; bu kanıt, “Sizin için yeşil ağaçtan ateş çıkaran krş. Mâtürîdî, XII, 114; Elmalılı, V, 4042, bütün tabiatı yaratan Allah ölülerin benzerini yaratmaya kādir değil mi?” ifadesiyle desteklenir. Sûre İslâm’ın tevhid ve âhiret inancına bir defa daha vurgu yapan âyetlerle sona erer âyet 48-83. Yâsîn’in de içinde yer aldığı otuz kadar sûrenin mesânî Hz. Peygamber’e İncil yerine verildiğini belirten hadisin sahih olduğu kabul edilmiştir Müsned, IV, 107; İbrâhim Ali, s. 224-225, 292. Sûrenin fazileti hakkında birçok hadis rivayet edilmiştir. Bunlardan biri, “Yâsîn sûresini geceleri okuyan kimsenin günahları bağışlanır” meâlinde olup Dârimî, “Feżâǿilü’l-Ķurǿân”, 21; İbrâhim Ali, s. 292-295 sahih görülmüştür. Her şeyin bir özü kalbi ve odak noktasının bulunduğunu, Kur’an’ın odak noktasının Yâsîn olduğunu belirten, Yâsîn sûresinin ölüler için veya ölmek üzere olanların yanında okunmasını tavsiye eden rivayetler ise zayıf sayılmıştır Müsned, V, 26 [nşr. Müessesetü’r-risâle, XXX, 417-418]; Dârimî, “Feżâǿilü’l-Ķurǿân”, 21; İbn Mâce, “Cenâǿiz”, 4; Ebû Dâvûd, “Cenâǿiz”, 19; Tirmizî, “Feżâǿilü’l-Ķurǿân”, 7; İbrâhim Ali, s. 171-172, 292-301. Bazı tefsir kitaplarında meselâ bk. Zemahşerî, V, 198; Beyzâvî, III, 448 bunlardan başka isnadsız kaydedilen fazilet rivayetleri de vardır. Yâsîn sûresinin tefsiri konusunda çok sayıda eser kaleme alınmıştır. Bunun önemli sebeplerinden biri muhtemelen faziletine dair rivayet edilen hadisler, diğeri de ölüler üzerine okunmasının tavsiye edilmesidir. Süleymaniye Kütüphanesi’nde 100 civarında Yâsîn tefsiri, havâs ve tercüme kayıtları bulunmaktadır. Bu kayıtların yirmisi Hamâmîzâde Ali Efendi’nin Yâsîn tefsirine aittir İstanbul 1262, 1265, 1273, 1286, 1294, 1316, 1320. Ebûishakzâde Esad Efendi’nin Ħulâśatü’t-tebyîn fî tefsîri sûre-i Yâsîn adlı eserinin yine bu kütüphanede on civarında kaydı vardır. İstanbul’un ilk kadısı olan Hızır Bey Çelebi’nin Tefsîr-i Yâsîn-i Şerîf’i Ayşe Humeyra Aslantürk tarafından sadeleştirilerek yayımlanmıştır Yâsîn-i Şerif Tefsîri, İstanbul 1997; Isparta 2007. Davut Aydüz Kur’ân-ı Kerîm’in Kalbi Yâsîn Sûresi Tefsiri adıyla bir çalışma yapmıştır İstanbul 2004. BİBLİYOGRAFYA Müsned, IV, 107; V, 26; Taberî, CâmiǾu’l-beyân nşr. Sıdkī Cemîl el-Attâr, Beyrut 1415/1995, XXII, 178; Mâtürîdî, Teǿvîlâtü’l-Ķurǿân nşr. Mustafa Yavuz, İstanbul 2008, XII, 114; Vâhidî, Esbâbü’n-nüzûl nşr. Eymen Sâlih Şabân, Kahire 1424/2003, s. 282-283; Zemahşerî, el-Keşşâf Beyrut, V, 198; Beyzâvî, Envârü’t-tenzîl, Beyrut 1410/1990, III, 448; Ebü’l-Fidâ İbn Kesîr, Tefsîrü’l-Ķurǿâni’l-Ǿažîm, Beyrut 1385/1966, V, 598-599; Muhammed et-Trablusî, el-Keşfü’l-ilâhî Ǿan şedîdi’ż-żaǾf ve’l-mevżûǾ ve’l-vâhî nşr. M. Mahmûd Ahmed Bekkâr, Mekke 1408/1987, II, 642; Âlûsî, Rûĥu’l-meǾânî nşr. M. Ahmed el-Emed - Ömer Abdüsselâm es-Selâmî, Beyrut 1421/2000, XXII, 522-523, 525; Elmalılı, Hak Dini, V, 4002-4004, 4042; Cafer Şerefeddin, el-MevsûǾatü’l-Ķurǿâniyye ħaśâǿiśü’s-süver, Beyrut 1420/1999, VII, 171-198; M. Tâhir İbn Âşûr, et-Taĥrîr ve’t-tenvîr, Beyrut 1420/2000, XXII, 191-192, 204-205; İbrâhim Ali es-Seyyid Ali Îsâ, el-Eĥâdîŝ ve’l-âŝârü’l-vâride fî feżâǿili süveri’l-Ķurǿâni’l-Kerîm, Kahire 1421/2001, s. 171-172, 224-225, 292-301; Seyyid Muhammed Hüseynî, “Sûre-i Yâsîn”, DMT, IX, 369-370. Bekir Topaloğlu
yasin suresi azerbaycan dilinde tercumesi